İçeriğe atla

Bronşektazi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
00.03, 29 Eylül 2008 tarihinde Arinna'l (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 4139933 numaralı sürüm (düzenleme)

Şablon:TıpUyarı

Şablon:Hastalık

Bronşektazi (Bronş genişlemesi), Bronşların doğuştan ya da sonradan 'geri dönüşsüz' biçimde genişlemesidir. Bronş genişlemesine, çeşitli biçimlerde ve bronş ağacında değişken yaygınlıkta rastlanabilir. Doğumsal olduğu kadar, bronşlara yerleşen enfeksiyon etkenlerinden de kaynaklanabilen geri dönüşümsüz bir bozukluktur. İltihaplanma ilerlediğinde ilk kez iltihaba bağlı yüksek ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle enfeksiyon fark edilebilir.

Kelime Yapısı ve Anlamı

Ektazi, süreklilik arz eden bir ektir. Bronşit kelimesi ile birleştirilerek Bronşektazi tanımı oluşturulmuştur.

Tanım

İlk kez 1819 yılında René Laënnec tarafından tanımlanan Bronşektazi, subsegmental hava yollarının anormal ve kalıcı genişlemesidir. Bronşektaziler olgularını ciddiyetlerine göre hafiften ağıra doğru silindirik, varriköz veya kistik yapıda olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde bronşektazilerin oluşumunda rol oynayan etmenlerin başında enfeksiyonlar gelmektedir. Oldukça sık rastlanan kızamık, tüberküloz ve boğmaca dışında, adenovirüsler, herpes virüsler, myocplasma pneumoniae ve aspergillus fumigatus da bronşektaziyle sonlanan alt solunum yolu enfeksiyonlarından sorumlu olabilmektedirler. Enfeksiyonlar dışında, özellikle gelişmiş ülkelerde kistik fibroz, bronşektazinin oluşumunda sık karşılaşılan bir etyolojik faktördür. Ayrıca silyer disgenezi sendromları, yabancı cisim aspirasyonları, sağ orta lob sendromu, immün yetersizlikler ve iyi kontrol edilmemiş astma bronşiale de bronşektaziyle sonlanabilmektedir. Bebekken ortaya çıkan bronş genişlemeleri doğumsaldır. Bronş duvarının esnekliğini ve desteğini sağlayan etkenlerin yetersizliği sonucu, bronşlar doğumdan başlayarak sürekli geniş kalır. Aslında edinilmiş bronşektaziler de aynı yetersizlik sonucu gelişir. Edinilmiş bronşektazilerde birçok bozukluk birlikte görülür. Kronik bronş iltihapları sırasında gelişen olaylar bronşun esnekliğini ve direncini bozarak sağlıklı yapısını kolayca değiştirir. Bir öksürük ya da güçlü soluk verirken karşılaşılan bir engel sonucunda bronş içindeki basıncın artması, bronş duvarının çökmesini kolaylaştırır. Bronş dokularında ya da bağdoku artmasıyla birlikte ilerleyen süreçler bronş duvarını yaygınlaştırıp çekerek bronşun genişlemesine neden olur.

Bronş genişlemesi, salgı birikimine yol açmaktadır. Bu iltihap üretici mikropların barınmasına uygun bir ortam oluşturur. Böylece bronş genişlemesi iltihaplanmaya ve bronş duvarında direncin azalmasına neden olur.

Bronkoskopi Uygulamasında Bronşların Görünümü

Belirtiler

Başlıca belirtiler öksürük ve balgamdır. Bunlar genelde hep bir arada görülür. Ayrıca solunum zorluğu da gözlemlenebilir. Ancak çok baskın şekilde görülmemektedir. Yaşam süresince, özellikle bronşektazi üzerine iltihap eklendiğinde balgam da kan görülebilir.

Dosya:Akcdoku.jpg
Hasarlı Akciğer Dokusu

Hastalık Seyri

Hastalığın ağır şekilde ve uzun sürmesi durumunda beslenme bozukluğuna ve kansızlığa da bağlı olarak Hipertrofik Pulmoner Osteoartropati denen kemik hastalığı ortaya çıkabilir.

Bronş genişlemesi, bronşlarda gelişen geriye dönüşsüz özellikte yapı bozukluklarına sebebiyet vermektedir. Düzensiz aralıklarla görülen, bu belirtiler her seferinde biraz daha uzayıp sıklaşırken, genel sağlık durumu giderek bozulur. İtihaplanmanın yayılması, bronş ağacında enfeksiyonun ilerlemesine, her enfeksiyon durumu daha geniş bir akciğer doku bölgesinin yıkımına yol açar. Sonuçta solunum işlevi düzensizleşir ve solunum yetmezliğine sebep olur.

Hastalıkta kesin tanıyı Bronkoskopi ve Tomografi yöntemi vermektedir. Daha önceki yıllarda bronkografi denen solunum yoluna kontrast madde vererek çekilen akciğer filmiyle teşhis koyulurken, günümüzde hastaya herhengi bir ilaç verilmeden ve müdahelede bulunmadan çekilen akciğer tomografisiyle kesin teşhis koyulmaktadır.

Bu durumun belli bir alanda sınırlı kaldığı olgular cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir. Cerrahi girişimin mümkün olmadığı durumlarda hastalığın ilerleyici özelliği ve komşu dokuları da yıkıma uğratabileceği göz önüne alınarak sürekli ya da müddetli ilaç tedavisi uygulanır, ilaç tedavisinin amacı hastalığın ilerlemesini durdurmak ve sağlıklı dokuları korumaktır. Bu tedavi biçimiyle hastalık belirtilerinde uzun süreli gerilemeler sağlanabilir.

Cerrahi girişim dışında, salgıların boşaltılması ve enfeksiyon noktalarının antibiyotikle kurutulması yöntemine başvurulur. Dolan bronşları boşaltmak için akciğer filminde hangi bronşların genişlediği saptanır, daha sonra hastaya bu bölgeyi en rahat boşaltacak duruş biçimi verilir. Aynca balgam söktürücü ve balgam yumuşatıcı ilaçlar da kullanılır. İçilerek kullanılanların yanı sıra aerosol biçiminde püskürtülerek ya da bir sonda aracılığıyla doğrudan bronşlara gönderilen antibiyotikler enfeksiyon odaklarına karşı yaygın biçimde kullanılmaktadır.

Hastalıkla Mücadele

  • Uzun süre kullanılması gereken antibiyotikler, kültür antibiyogram sonuçlarına göre seçilmelidir. Bir çok doktor Bronşektazi konusunda yeterli yönlendirmeyi yapmadığı içinhasta yorumu, bu teşhisle verilen ilaçlardan önce doktordan mutlaka kültür antibiyogram talep edilmelidir.
  • Hastalığın alt grupları, mide problemlerine, duyma sıkıntısına, kulakta polip oluşumuna yol açabilir(Kistik Fibroz). Bu gibi durumlarda beraberinde oluşan hastalıklar konusunda tetikte ve bilinçli olunmalıdır.
  • Antibiyotik sadece akciğerde bakteri oluşumu var ise kullanılmalıdır. Gereksiz yere antibiyotik kullanımı, ilerde hastalığın zor bir aşamasında kullanacak ilaç bulunamamasına yol açabilir, çünkü; aldığınız her antibiyotiğe bakteriler ilk kullanımdan itibaren direnç kazanmaya çalışmaktadır. Bu açıdan antibiyotikler mutlaka gerekli durumlarda kullanılmalıdır.
  • Enfeskiyonların gelişimini önleyebilmek için, akciğer fizyoterapisi uygulanmalı ve bronş ağacındaki balgam boşaltılmalıdır. Enfeksiyon oluşumu akciğerde biriken balgamın bakteri oluşumuna müsait olduğu durumlarda kendini gösterir, her sabah ve her gece akciğerler mümkün olduğunca temizlenmelidir.
  • Akciğer fizyoterapisi için fizyoterapistinizin size özel duruş pozisyonları geliştirmesi veya yönlendirmesi gerekmektedir. Ancak genel birkaç hareket ve teknik her durumda uygulanabilir, bunlar sırasıyla şöyledir:
  • Hasta uzanacağı düz bir yere yatırılır, yetişkinler için iki yastık ilk olarak hastanın yüzükoyun yattığında altına, bel hizasına yerleştirilir. Hastanın başı aşağı gelecek şekilde ayarlanır, kollar iki yana ve yukarı doğru açılır. Fizyoterapiyi uygulayacak kişi aynı zamanda ömür boyu sizinle olacak bir kişi olmalıdır. Bu kişi ellerini kubbe şekline (avuç içlerini yukarı çekip, parmakları birleştirip sivrilterek) getirdikten sonra düzenli bir şekilde sırtın akciğer bölgelerine hafifçe vurur. Bu arada hasta derin nefesler alarak, ara ara akciğerlerde hırıltıya benzer bir basınçla balgamın atılması için dışa doğru direnç gösterir. Hastanın yanında mutlaka balgamın atılması için bir kap veya gereç bulunmalıdır. Bu vuruş teknikleri on dakika aralarla üç defa yapılır. Bu sürede verilen iki molada hastanın akciğer bölgesine eller; avuç içi tene temas edecek şekilde yatırılır ve hafifçe bastırmak süreti ile ileri geri dalgalanma yaratılır. (Bu teknik mutlaka bir fizyoterapist tarafından hastaya veya bir yakınına gösterilmeli, bu daha kesin sonuç verecektir.)
  • Hasta yastıkla bel hizası bozulmadan sağa doğru yan yatar, bu durumda aynı işlemler tekrarlanır, ancak sağ tarafa doğru yatıldığında kalp bölgesine rastlayacağı için tam yan taraf değil, sırt bölgesine doğru bu işlem yapılır. Aksi halde kalbe zararlı bir durum yaratılabilir, kalbin durmasına sebep olunabilir.
  • Hasta yastıkla bel hizası bozulmadan sol tarafa doğru yatarılarak aynı işlemler gerçekleştirilir.

Bu işlemlerin her sabah ve her akşam yapılması, hastanın sürekli balgam çıkarması, akciğerlerde oluşacak tahribatın büyük oranlarda önüne geçilebilmesini sağlar.

Balgamın kanlı gelmesi durumunda endişelenecek bir durum yoktur. Ancak akciğerler zorlanmadan her hareketin denetlenmesi gerekmektedir. Bronşektazi hastalarının;

  • Yukarı uzanmaması
  • Ağır kaldırmaması
  • Ikınmaması gerekmektedir.

Bronşektazi hastaları ömür boyu doktor kontrolünde olmalıdır. Doktorun hasta için izlediği yol, bu hastalığı taşıyan için büyük önem teşkil etmektedir. Hastalık, ileriki safhalarda astım ve solunum yetmezliğine çevirmekte ve geri dönüş sağlanamamaktadır.

Kökeni İskandinav ülkelerine dayanan hastalık, genetik bilimine girmektedir. Bazı hastalıklarla etkileşime girerek evrim geçirebilir, doğuştan kazanılan Bronşektazilerde bu tür etkileşime bağlı yapı değişiklikleri gözlemlenmektedir.

Önlemler

  • Hastalıktan şüphelenilmesi durumunda doktora başvurulmalıdır.
  • Doktor tarafından önerilmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır.
  • Nefes egzersizleri ve fizyoterapi uygulanmalıdır(Fizyoterapist kontrolünde).
  • Ateşli hastalıklardan kaçınılmalı ve ateş önlenmelidir.
  • Mayalı ürünler mümkün mertebe tüketilmemelidir(Örn: Bira, şarap, ekmek).
  • Spor yapılmalıdır(özellikle yüzme ve hafif yürüyüşler).
  • Antibiyotik verilmeden ve kullanımdan önce mutlaka kültür antibiyogram yaptırılmalıdır.
  • Sabah ve akşam olmak üzere her gün bronşlardaki iltihap sökülmeli, temizlenmelidir.
  • Nemli, klimalı, endüstri ürünleri gibi irritanlara maruz kalınabilecek ortamlarda bulunulmamalıdır.
  • Uyku ve yemek alışkanlıkları düzenlenmelidir.
  • Hasta, doktoruyla sürekli iletişim halinde olursa, hastalık konusunda daha bilgili ve dirençli olacaktır.
  • Hasta kesinlikle üzülmemelidir. Moral hastalığın gelişiminde direkt etkendir.
  • Sigara kesinlikle kullanılmamalı, sigara dumanına maruz kalınmamalıdır.
  • Vitamin kullanımı vücudu daha dirençli kılacaktır. Bu durumda vücudun hangi vitaminlere gereksindiği uzman bir doktordan öğrenilebilir.



Dış Bağlantılar