İçeriğe atla

Kılcal damar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Kılcal damar
Latince isimvas capillare
Sistemkan damarı
Tanımlayıcılar
JSTORcapillaries
Microsoft Academic2776417487
MeSHD002196
TA3901
FMA63194

Kılcal damar veya kapiler vücuttaki en küçük kan damarlarına verilen isimdir. Büyüklükleri yaklaşık 5-10 μm'dir (çapları 0,007 mm ile 0,150 mm arasında değişir). Atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla etkileşimi en yoğun olan kan damarlarıdır. Kılcal damar duvarları tek bir hücre tabakasından (endotel) oluşur. Bu tabaka öyle incedir ki oksijen, su ve lipitler gibi moleküller difüzyon ile bu tabakadan geçip dokulara girebilirler. Karbondioksit ve üre gibi zararlı ve atık maddeler de difüzyon ile kılcal damar içindeki kana dağılırlar. Belirli bazı sitokinlerin salınımıyla kılcal damarların geçirgenliği (permeabilite) daha da arttırılabilir.

Ortalama bir insan vücudundaki kılcal damarların toplam uzunluğu yaklaşık 40.000 km'dir. Atar damarlarla toplar damarları birbirine bağlayan, tek sıralı epitel dokudan oluşmuş ince damarlardır. Kan ile doku hücreleri arasındaki madde alışverişini sağlarlar ve kan akışı yavaştır.

Kılcal damarların içerisinde dolaşım hızı ve basıncı düşüktür. Doku hücreleri ile temas halinde olması nedeniyle dokular arası beslenmede büyük önem taşımaktadır. Derinin kızarması veya solmasının nedeni kılcal damarların genişlemesi veya büzülmesi neden olmaktadır. Geçirgenlikleri bozulduğu zaman, doku aralığındaki kanın sıvı kısmına doluşarak ödem oluştururlar. Dayanıklılık bozukluğu sonrası olan yırtımalarda, purpura denilen deride kanama noktaları oluşmaya başlar.

Kılcal damarlar genişlediğinde dokular daha fazla kan toplar ve atardamar ile toplardamardaki kan oranı düşer, diğer bir deyişle tansiyon düşümü olayı meydana gelir. Kılcal damarlar kasıldığındaysa, dokulardaki kan büyük olan damarlara gönderilir ve atardamar ile toplardamarların basıncı artar.[1]

Kılcal damar şeması

Kan, kalpten arterler vasıtasıyla akar, bu arterler arteriollere daralarak dallanır ve daha sonra kılcal damarlara dallanarak besin maddeleri ve atıkların değiş tokuşunu gerçekleştirir. Kılcal damarlar daha sonra birleşir ve venüllere genişleyerek dönüş yapar. Bunlar da genişler ve venler haline gelerek kanı venae cavae aracılığıyla kalbe geri gönderir. Mezenterde, metarterioller arterioller ve kılcal damarlar arasında ek bir aşama oluşturur.

Tekil kılcal damarlar, dokulara ve organlara kılcal damar sağlayan kılcal damar yatağının bir parçasıdır. Bir dokunun ne kadar metabolik olarak aktif olduğuna bağlı olarak, metabolizmanın ürünlerini taşımak ve besin maddelerini sağlamak için daha fazla kılcal damara ihtiyaç vardır. İki tür kılcal damar vardır: gerçek kılcal damarlar, dokular ile kılcal kan arasında değişim sağlayan arteriollerdan dallananlar ve karaciğer, kemik iliği, ön hipofiz bez ve beyin circumventricular organlarında bulunan açık gözenekli kılcal damar türü olan sinusoidler. Kılcal damarlar ve sinusoidler, yatakların zıt uçlarındaki arterioller ve venülleri doğrudan bağlayan kısa damarlardır. Metarterioller öncelikle mezenterik mikrosirkülasyonda bulunur.[2]

Lenfatik kılcal damarlar, kan kılcal damarlarından biraz daha büyük çapa sahiptir ve bir uçları arteriollere diğer uçları venüllere açık olan kan kılcal damarlarının aksine kapalı uçlara sahiptir. Bu yapı, interstisyel sıvının onlara akmasına izin verir, ancak dışarı akmasına izin vermez. Lenf kılcal damarlarının iç onkotik basınçı, lenfteki plazma proteinlerinin daha büyük konsantrasyonu nedeniyle kan kılcal damarlarından daha yüksektir.[3]

Kan kılcal damarları üç türe ayrılır: sürekli, fenestreli ve sinusoidal (veya 'kesintili' olarak da bilinir).

Kılcal damar türleri: (sol) büyük boşlukları olmayan sürekli, (orta) küçük gözenekleri olan fenestreli ve (sağ) hücresel aralıkları olan sinusoidal (veya 'kesintili')
Sürekli kapillerin diyagramı

Sürekli kapillerler, endotel hücrelerinin kesintisiz bir doku sağladığı ve yalnızca su ve iyon gibi daha küçük moleküllerin hücrelerarası boşluklarından geçmelerine izin verdiği anlamında sürekli olarak kabul edilir. Lipit çözünür moleküller, konsantrasyon gradyanları boyunca pasif olarak endotel hücre zarlarından difüzyona uğrayabilir. Sürekli kapillerler iki alt tipe ayrılabilir:

  1. Taşıma vezikülleri açısından zengin olanlar, öncelikle iskelet kasılarında, parmaklarda, gonadlarda ve ciltte bulunur.
  2. Vezikül sayısı az olanlar, öncelikle merkezi sinir sisteminde bulunur. Bu kapillerler kan-beyin bariyerinin bir bileşenidir.

Fenestreli kapillerler, endotel hücrelerinde fenestre (Pencereler anlamında Latince) olarak bilinen 60-80 nanometre (nm) çapında gözeneklere sahiptir. Radial olarak yönlendirilmiş fibrillerin oluşturduğu bir diyafram tarafından kaplanır ve bu diyafram, küçük moleküllerin ve sınırlı protein miktarlarının difüzyona uğramasına izin verir.[4] böbrek glomerülüsünde, diyaframsız hücreler vardır ve bu hücrelere podosit ayak süreçleri veya pedicel denir; bu hücreler, kapillerlerin diyaframıyla benzer bir işlevi olan yarık gözeneklere sahiptir. Her iki kan damarı tipinin de sürekli bazal laminaleri vardır ve öncelikle endokrin bezlerde, bağırsaklarda, pankreasta ve böbreğin glomerüllerinde bulunurlar.

Karaciğer sinüzoidinin fenestreli endotel hücreleriyle taramalı elektron mikrografı.
Taramalı elektron mikrografiyle gösterilen fenestreli endotel hücrelerine sahip bir karaciğer sinüzoidi. Fenestreler yaklaşık 100 nm çapındadır.

Sinüzoidal kapillerler veya diskontinü kapillerler özel bir açık gözenek kapiller tipidir, ayrıca bir sinüzoid olarak da bilinir ve öncelikle karaciğer, dalak, kemik iliği ve timus gibi bazı organlarda bulunurlar. Sinüzoidal kapillerler, genişleyen lümeni ve yarı geçirgen duvarıyla diğer kapiller tiplerinden farklılık gösterir.[5] Bunlar, sürekli ve fenestreli kapillerlerden daha büyük, daha geniş ve daha kavislidirler. Endotel hücreleri, yarık gözeneklerle kesintiye uğrar ve bazal laminanın altında makrofajlar gibi hücreleri barındırabilir. Fenestrelerin çapı, genellikle 100–150 nm arasında değişir ve çoğu diyaframsızdır. Bazal lamina, sinüzoidal kapillerlerin birçoğunda eksiktir ya da kesintilidir. Sinüzoidal kapillerlerin duvarları, endotel hücreleri, perisinusoidal hücreler (Ito hücreleri veya stellat hücreler olarak da bilinir) ve fibroblastları içerir. Kupffer hücreleri, karaciğerde bulunan özelleşmiş makrofajlardır ve sinüzoidlerin endoteline yerleştirilmiş olarak bulunurlar.

  1. ^ "Kılcal damar, Nedir.com". 26 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2014. 
  2. ^ Şablon:Dizi kaynak
  3. ^ Guyton, Arthur C.; Hall, John Edward (2006). "Mikrosirkülasyon ve Lenfatik Sistem". Tıbbi Fizyoloji Kitabı (11. baskı bas.). Philadelphia: Elsevier Saunders. ss. 187-188. ISBN 9780808923176. 
  4. ^ Pavelka; Roth. "Fenestreli Kapiller". Fonksiyonel Ultra Yapı: Doku Biyolojisi ve Patolojisi Atlası (İngilizce). Viyana: Springer. s. 232. doi:10.1007/3-211-26392-6_120. ISBN 978-3-211-26392-1.  Bilinmeyen parametre |yazar1adı= görmezden gelindi (yardım); Bilinmeyen parametre |yazar2adı= görmezden gelindi (yardım)
  5. ^ Şablon:Çevrimiçi kaynak

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]